Ekonomi

Etki Yatırımcılığı ve Sürdürülebilir Kalkınma

imece, 2016 yılından beri Türkiye’de 43 sosyal girişimci ile çalışarak ve hibe sağlanmasına aracı olarak fikir aşamasındaki girişimlerin desteklenmesi için çalışırken aynı zamanda etki yatırımcılığı konusunda farkındalık yaratıyor.

Röportaj: Burcu GENÇ

Öncelikle etki yatırımcılığı nedir? Kısaca bahsedebilir misiniz?

Etki yatırımcılığı toplumsal ve çevresel sorunların sistematik çözümü için finansın bir araç olarak nasıl kullanılabileceği sorusuna yanıt olarak çıktı. Kısaca tanımlamak gerekirse, etki yatırımcılığı; ölçülebilir, net pozitif sosyal ve çevresel etki üretmeyi ve finansal getiriyi amaçlayan yatırım türü olarak tanımlanabilir. Önceliği sosyal veya çevresel sorunun çözülmesi için yapılan bir yatırım kararıdır. Örneğin bazı durumlarda yatırımcılarının stratejik hedefleri doğrultusunda etkiyi önceliklendirerek piyasa faizinin altındaki bir oranı hedefleyebilecekleri gibi getiriyi de en az piyasa getirisi olacak şekilde ölçeklendiren etki yatırımcıları da olmaktadır.

Etki yatırımcılığının sürdürülebilirliğe katkısı nedir?

Etki yatırımcılığının sürdürülebilirliğe olan katkısına bakmadan önce, bugüne nasıl geldiğimize de bakmamız önemli olacaktır. Etkiyi önceliklendirerek, bu tür yatırımlardan önce, sosyal sorumlu yatırımcılığa ve ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) yatırımlarına bakmak gerekiyor. Sürdürülebilirlik ajandasını desteklemek için finansmanı harekete geçiren sosyal sorumlu yatırım, belirlenmiş stratejik kararlara göre yatırımların belli alanlara yapılmasını sağlamaktadır. ESG ise, şirketlerin sosyal, çevresel veya yönetişim dinamiklerini ve süreçlerini geleneksel yatırım araçları ile iyileştirmeyi amaçlamaktadır, örneğin karbon emisyonlarını azaltmak için temiz enerjiye geçen bir fabrika gibi.

Bu iki tür yatırım yaklaşımı da şirketlerin sürdürülebilirlik ajandasına katkı sağlamakla birlikte; ana varlık amaçları sosyal ve çevresel sorunların çözülmesini finanse etmek değil kurumların süreçlerinin iyileştirilmesidir. Burada bahsettiğimiz etki yatırımcılığı ise sosyal ve çevresel meselelerin fonlanması amacıyla yapılan ve yatırımcılara finansal getiri sunan bir yaklaşımdır. imece’nin de üyesi olduğu ​Küresel Etki Yatırımcıları Ağı’nın (GIIN) 2020 yılı etki yatırımcılığı ​raporuna göre hacmi 404 milyar dolara çıkan bir portföyden bahsediyoruz. Birleşmiş Milletler 2019 genel kurulunda, küresel açlığın ortadan kaldırılması, iklim krizi nedeniyle ortalama hava sıcaklıklarındaki artışın 1-3 derece arasında kalmasını sağlamak başta olmak üzere Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na 2030 yılı itibariyle vaktinde ulaşmamız için yılda 2,5 trilyon dolarlık bir finansman açığına vurgu yapıldı. Pozitif etkiyi amaçlayan etki yatırımcılığı da bu finansman açığını kapatmakta rol oynayarak daha adil, çevreci ve sürdürülebilir bir dünya için çözüm alanlarından birisi olarak öne çıkıyor.

Uluslararası alanda bu konuda neler yapılıyor? Eğilimler ne yönde?

İklim krizinin sebep olacağı eve kapanmaları önlemek için daha uzun vadeli bir bakış açısına sahip olmamızı salık veren Mariana Mazzucato ve etki odaklı bir dönüşüme ihtiyacımız olduğunu söyleyen Ronald Mourad Cohen gibi düşünce insanları etkiyi görünür yapmamızın öneminden de bahsediyor. Şirketler günlük hayatta finansal kararlarını kârı ve riski hesaplayarak yapıyor, bu denkleme sosyal ve çevresel etkinin de girmesi gerek. Bu nedenle birçok finans kuruluşu etkinin ölçülmesi ve etki tanımının standartlaşarak şirketlerin stratejik kararlarında yer edinmesi için çalışıyor. 1990’lardan bu yana Yatırımın Sosyal Getirisi (SROI) üzerine çalışmalar yapılırken, Etki Yönetimi Projesi (IMP) iki binin üzerinde uzmanla, etki yatırımının temel prensipleri üzerine ve finans sektörü ile diyalog kurmak için çalışıyor. Bu çalışmaların katkısını finans sağlayan kuruluşların en büyüklerinden birisi olan Blackrock yatırım firmasının CEO’su Larry Fink’in şirket yöneticilerine yazdığı mektupta görüyoruz. Fink, iklim değişikliğinin finans sektörünü köklü bir şekilde yeniden şekillendirdiğini ve yakın gelecekte sermayenin büyük bir kısmının da yeniden bölüştürüleceğini ifade ediyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’na ek olarak özellikle Batı Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da kapsayıcılık ve yerel topluluklara yönelik çalışmaların sayısı ile niteliği artmakta. Çift taraflı bu artış ile sosyal ve çevresel krizlerin yaşanma sıklıkları sosyal yenilik üreten ve talep eden sosyal girişimcileri de harekete geçiriyor.

imece olarak bu konuda nasıl destekler sunuyorsunuz? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Etkinin konuşulmaya başladığı, pozitif sosyal ve çevresel etki üreten girişimlerin sayısının arttığı ve krizlerin sıklaşmaya başladığı 2000’li yıllara gelindiğinde hem girişimcilere hem de yatırımcılara yol gösteren destek sağlayıcılara olan talep de artıyor. imece, 2016 yılından beri Türkiye’de 43 sosyal girişimci ile çalışarak ve 1 milyon TL üzerinde hibe sağlanmasına aracı olarak fikir aşamasındaki girişimlerin desteklenmesi için çalıştı. 2020 itibariyle girişimlerin ve yatırımcıların ihtiyaçlarını dinleyerek, üç yıldır yürütmüş olduğu sosyal girişim destek programının merkezine etki ölçümünü ve raporlamasını alarak, imece impact etki hızlandırma programını başlattı. Bu dönem programa dahil olan döngüsel ekonomi alanında Anadolive, BPREG, Laska ve nitelikli eğitim alanında Kodris, Tospaa, Manibux, the Academys girişimlerinin etkisini raporlaştırmayı amaçlayan hızlandırma programımız, Türkiye’de etki yatırımcılığının da konuşulmasını ve etki yatırımı yapmak isteyen yatırımcılara etkisi kanıtlanmış girişimler listelemeyi amaçlıyor. Bu raporlar sadece yatırımcılar için değil, bireysel ve kurumsal müşteriler için de oldukça kıymetli. Sürdürülebilirlik alanında yapılan çalışmaların sayısı kadar niteliği de önemli ve girişimlerin müşterilerine güven vermesi oldukça kritik. Bu nedenle, girişimlerin üretmiş oldukları etkiyi hem Türkçe hem de İngilizce raporlaştırarak etki iletişimine de katkı sağlıyoruz.

İletişim ve içerik, geniş kitlelere sosyal inovasyonu duyurmak için önemsediğimiz bir başka alan. Bu nedenle, hem kendi ürettiğimiz özgün görsel ve yazılı içerikle, hem de Stanford Social Innovation Review işbirliği ile sosyal inovasyon alanında Türkçe içerik sağlıyoruz. Etki hızlandırma programımıza ek olarak, gençlerin de sosyal etki alanında yetkinliklerini desteklediğimiz imeceLAB gençlik programımızda, girişimlerin ve şirketlerin ihtiyaç duyduğu genç yeteneklere de gelişme ve görünür olma alanı sağlıyoruz.

Bahsetmiş olduğumuz tüm bu dönüşümün hızlanması ve sektörlerarası olması gerekliliği her geçen gün daha da net gözüküyor. Bizler uzun süredir düşünce sistematiğimizi ve faaliyetlerimizi bu alana odaklıyor, ortak aklı çalıştırarak, ölçülebilir fayda yaratan veya buna ilham veren işleri tetiklemeye gayret ediyoruz. Bu kapsamda imece’nin yürütücülüğünde, 18-19 Mart 2021 tarihlerinde “Geleceğe Etki” temasıyla imece summit’i düzenliyoruz. Zirve’de, Zorlu Holding’in ev sahipliğinde, ATÖLYE, BMW Vakfı, B-Lab Europe, S360 ve Social Innovation Exchange’in içerik ve ağ partnerliğinde, Açık Açık, Ashoka Türkiye, Impact Hub İstanbul, İstasyonTEDÜ, KUSIF, Mikado, SDGIA, TSGA ve UNDP Accelarator Labs’in oturum partnerliği ve De-Coder’in küratörlüğünde 40’ın üzerinde oturum ile bu dönüşümü konuşacağız. Etki yaratan finans, etki yaratan topluluklar, etki yaratan organizasyonlar, etki yaratan iş dünyası ve etki yaratan liderlik temaları etrafında gerçekleştireceğimiz imece summit hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

 

About Post Author