Bozburun’daki Desalinasyon Projesinde Yargıdan Karar Bekleniyor

DSİ, Bozburun Yarımadası’nda içme suyu temini amaçlı desalinasyon projesi yapmak istiyor. Muğla Valiliğince proje için verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı görülen dava sonucunda adaletin doğa savunusundan yana kurulması talep ediliyor.

Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Bozburun Yarımadası’nda Devlet Su İşleri’nin sahibi olduğu desalinasyon projesinde Muğla Valiliği “ÇED Gerekli Değildir” kararı vermişti. Marmaris Kent Konseyi, MUÇEP ve Marmarisliler ise bu kararın iptali için dava açmıştı. Açılan davanın ardından proje alanında keşif yapılmış ve bilirkişi raporunun davacıların lehine sonuçlanmasıyla mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti.

Mahkeme Görüldü

“ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali için açılan dava 1 Kasım Çarşamba günü Muğla 3. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada davacılar, Bozburun’un içme suyu sorununu çözme iddiasında olan projenin doğada yaratacağı yıkımın geri döndürülemez olduğunu ve projenin kamu yararı gözetmediğini vurguladı.

Davacıların DSİ’nin hazırlamış olduğu Proje Tanıtım Dosyası’na da değindiği duruşmada DSİ’nin dosyada görüldüğü üzere iklim değişikliği tehdidinin farkında olmasına karşın iklim değişikliğini tetikleyecek, denizel ve karasal ekosistem üzerinde kötüleşmeyi hızlandıracak bir projede ısrar etmesinin anlaşılamaz olduğu ifade edildi.

Duruşma sonrasında davacılar tarafından yapılan açıklamada, “Desalinasyon işlemi sonucu ortaya çıkan aşırı yoğun tuzlu suyun yeniden denize geri verilmesi nedeniyle en önemli karbon yutak alanlarından olan denizin ve ormanlardan daha fazla oksijen üreten koruma altındaki Deniz Eriştesi/Posidonia çayırlarının yok olması kabul edilemez bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Kaldı ki proje alanı olarak seçilen yer aynı zamanda nesli tükenmekte olan Akdeniz Foku ile pek çok endemik türün yaşam alanı” denildi.

DSİ’ye Sorumlulukları Hatırlatıldı

Davacılar, DSİ’yi temsil etmek için duruşmaya katılan vekillere kurumun yasaların bağlayıcılığında halka güvenilir ve ulaşılabilir içme suyu temini ödevi olduğunu hatırlattı ve DSİ’nin hakkında mahkemelerce kapatma kararı bulunan üç termik santralin soğutulması amacıyla neredeyse Bodrum ve Milas’ın içme suyu ihtiyacına denk gelen miktarda içme suyunu santrallere temin ederek bölgeyi susuzluğa mahkum etmesinde sorumluluğu bulunduğu ifade edildi.

Davacılar, DSİ’nin termik santrallere halkın kullanımında olması gereken suyu vermesinin yanı sıra hakkında kapatma kararı bulunan termik santrallerin faaliyetlerine devam etmesine de katkı sunarak iklim krizini derinleştirdiğini öne sürdü. Davacılar, “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptal edilerek adaletin doğa savunusundan yana kurulmasını bekliyor.

Duruşmaya davacı avukatları Atilla Öztürk ve Macide Keskin’in yanında davacılardan Ufuk Beytekin, Halime Şaman, Menteşe Belediye Meclis üyesi Ferah Gümüş, Deştin Çevre Platformu temsilcileri Haluk Özsoy, MUÇEP Üyesi Mustafa Tuncaelli, Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi üyesi Korcan Yılmaz katıldı.

Önerilen makaleler