Tanıdık seslerin, küçük paylaşımların ve birlikte üretilen çözümlerin şehir yaşamını nasıl dönüştürebileceği, hikayenin kilit taşlarından biri. Dertsiz Şehri’nde Tuhaf Olaylar’ın içinde çok daha büyük bir şehir yatıyor: Gezegenimiz. Bu gezegenin dertlerini çözmek, hazır reçetelerle mümkün değil. Ama sorular sormaya cesaret eden her birey, bu dertleri hafifletmeye başlayabilir.
Bahar Nihal ERSÖZLÜ, İçerik Yöneticisi, Ba’ndo
Bazı hikayeler vardır, neşeli bir anlatının içinde fark ettirmeden düşünceyi büyütür. Dertsiz Şehri’nde Tuhaf Olaylar, tam da böyle bir anlatı. Saliha Nilüfer, mizahı yerli yerinde kullanıyor; karakterlerini abartıya kaçmadan derinleştiriyor ve okurun zihninde güçlü sorular bırakıyor.
İlk bakışta renkli bir karnaval havası hakim: Konuşan eşyalar, hareketli sokaklar, hayal gücüyle beslenen bir şehir. Ama arka planda bize fısıldanan şey şu: “Bu düzenin içinde gerçekten her şey yolunda mı?”
Kitapta anlatılan şehirde sorunlar birer alışkanlık olarak karşımıza çıkıyor. “Bir şey bozulduğunda hemen yenisini almak neden bu kadar kolay?”, “Kullanmadığımız halde neden bu kadar çok şeye sahibiz?” gibi sorular, olayların alt metninde belirip kayboluyor. Okur, bu sessiz sorularla baş başa bırakılıyor.
Yazar, nesneleri konuşturarak, bizim kendi sesimizi duyurmamızı istiyor. Çünkü bir dolabın bile anlatacak bir hikayesi varsa, belki de biz biraz fazla susmuşuzdur.
Kitap, koca bir şehri bir kişinin ya da birkaç “uzmanın” iyileştiremeyeceğini gösteriyor. Toplumsal meselelerin çözümü, bireylerin katkısıyla mümkün. Katılım, yalnızca oy vermek ya da fikir beyan etmekle sınırlı değil; birlikte hareket etmenin, birlikte düşünmenin ve karar almanın da pratiği gerekiyor. Hikayede bu eksik olduğunda, şehir kendi neşesini bile taşıyamaz hale geliyor.
Hikayenin içindeki karakterler, sosyal dokunun ne kadar önemli olduğunu da hatırlatıyor. Komşuluk karşımıza, aktif bir güç olarak çıkıyor. Tanıdık seslerin, küçük paylaşımların ve birlikte üretilen çözümlerin şehir yaşamını nasıl dönüştürebileceği, hikayenin kilit taşlarından biri.
Dertsiz Şehri’nde Tuhaf Olaylar’ın içinde çok daha büyük bir şehir yatıyor: Gezegenimiz. Bu gezegenin dertlerini çözmek, hazır reçetelerle mümkün değil. Ama sorular sormaya cesaret eden her birey, bu dertleri hafifletmeye başlayabilir.
Çünkü belki de en tuhaf olan, hiçbir şeyin tuhaf gelmemesidir.