Ekonomi

“Döngüsel Ekonomi Modeli ile Bilinçli Bir Moda Akımı Mümkün!”

Çevresel tahribat, ürünlerin hızlı bir şekilde üretilip tüketilmesi, tekstil atıklarının ve karbon ayakizlerinin artması gibi önemli konuların moda sektörünün gündeminde olduğunu belirten Boyner Büyük Mağazacılık Kurumsal İletişim Direktörü Oya Uzun, “Oysaki bilinçli bir moda akımı mümkün! Döngüsel ekonomi modeli modada bu zinciri kırmayı amaçlıyor” dedi.  Uzun, sürdürülebilirliğin sahip oldukları değerleri korumanın en etkin yolu olduğunu vurguladı.

Elif YAŞAR ÖZYÜREK

Sürdürülebilir modayı nasıl tanımlarsınız? Günümüzün hızlı moda anlayışı ile giderek kabul görmeye başlayan sürdürülebilir moda anlayışı arasındaki en belirgin ayrımları sizden dinleyebilir miyiz?

İklim değişikliğinin dünyaya ve dünyadaki tüm canlılara hatırı sayılır bir etkisi var. Bu durum kalıplaşmış iş yapış şekillerini ve kurum kültürlerini yeniden şekillendiriyor. Yaşanan değişimle birlikte moda markaları da yeni bir yol izlemeye başladı. Günümüzde moda markaları; su ve enerji tasarrufu, geridönüşüm ve atık yönetimi gibi alanlarda yenilikçi çözümler geliştirerek çevresel etkilerini azaltmaya odaklanıyor. Dolayısıyla perakende sektörü çevre bilincinin oluşturulmasında önemli bir platform olma konusunda kritik bir rol üstleniyor.

Daha fazla kurumun dönüşümüne ilham olmamız için diğer yandan umut verici gelişmelerin ardındaki gerçekle de yüzleşmemiz gerekiyor. Hızlı moda akımı, ürünlerin kullanım ömürlerini kısaltarak tekstil atıklarının artmasına yol açıyor. Geridönüşüm oranları ise istenilen düzeyde değil. Çevresel tahribat, ürünlerin hızlı bir şekilde üretilip tüketilmesi, tekstil atıklarının ve karbon ayakizlerinin artması gibi önemli konular moda sektörünün gündeminde. Oysaki bilinçli bir moda akımı mümkün!

Döngüsel ekonomi modeli modada bu zinciri kırmayı amaçlıyor. Tekstil atığı gibi büyük bir sorunla mücadele etmek hem ekonomik bir fırsat yaratmaya olanak sağlıyor hem de çevresel etkileri azaltma ve kaynakları daha etkin bir şekilde kullanmaya yönelik kendinden emin adımların atılmasını mümkün kılıyor. Boston Consulting Group’un (BCG) raporu, moda ve hazır giyim sektörlerinde sürdürülebilir ham madde kullanımının şirketlerin kârlılığını artırdığını ortaya koyuyor. Bu ayrıcalığın farkında olan moda markalarının, sürdürülebilirliği pazarlama aracı olmanın ötesinde bir bağlama oturttuklarını görüyoruz. Böylelikle geleceğimizin çevresel refahını gözeterek hareket eden markalar, endüstride de lider konumunu güçlendiriyor.

Boyner’in dünyamızın geleceği için belirlediği öncelikli hedefleri öğrenebilir miyiz?

Perakende sektöründe deneyime odaklanarak kendimizi konumlandırdığımız ilham olma misyonu sürdürülebilirlik alanında da geçerli. Boyner’de sürdürülebilirlik anlayışını iş modelinin temelinde konumlandırarak, gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakma, tüm canlılara, doğaya karşı sorumluluklarımızın bilincine vararak dönüşümü başlatmak için liderlik yapma misyonuyla ilerliyoruz.

Hayatın dinamizminden aldığımız ilham ile sürekli evrilen yaşam tarzlarının gerekliliklerini göz önünde bulundurarak yeni hikayeler oluşturuyoruz. Bu süreçte dünyaya iyi gelen faaliyetlerde bulunarak hızlı modadan sürdürülebilir moda akımına kadar olan dönüşümde önemli bir rol oynuyoruz. Ayrıca bilinçli bir moda akımı oluşturuyoruz. Kaynakların sınırsız olmadığı bir dünyada; çevre dostu uygulamaların teşvik edilmesi, sürdürülebilir tedarik zincirinin oluşturulması, döngüsel ekonomi alanında inovasyona destek verilmesi ve topluma yapılan yatırımların artırılması gibi önemli konularda duyarlı olmanın yanı sıra farkındalık oluşturan projeleri de hayata geçiriyoruz.

İş yapış biçiminizde kriterleriniz nedir? Boyner, kurumsal değerleri ile Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında nasıl bir bağ kurdu?

Birleşmiş Milletler, “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2023 Raporu” biri için değil, tüm hedefler için çabalamamız gerektiğine dair çağrıda bulunuyor. Biz de toplumsal refahın bir grubun çabasıyla değil, kapsayıcı bir özveri hareketiyle başarılacağına inanıyoruz. Küresel İlkeler Sözleşmesi ve resmi destekçileri arasında yer aldığımız Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile çalışmalarımızın hedeflerini tanımlarken, yine bu hedeflere ulaşmak için ortaklıklar kurmayı önceliklendiriyoruz.

Boyner’de dünyamızın geleceği için her işimizi iyilikle planlıyoruz. Temelini şeffaflık, açıklık, hesap verebilirlik ve katılımcılığın oluşturduğu bir yapılanmamız var. İnsan onuruna yakışan iş ortamı, iş yerinde demokrasinin tesisi, çevre dostu uygulamalar, sürdürülebilir tedarik zinciri, inovasyon, topluma yatırım ve kurumsal gönüllülük ana başlıkları altında toplanan sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi; iç ve dış paydaşların sürdürülebilirlik politika ve uygulamalarına katılımını sağlayacak, katkı ve değerlendirmelerini alacak platformlar yaratarak planlıyoruz.

Nivogo ile 2021’den bu yana devam eden işbirliğinizi anlatır mısınız? Projenin çevresel kazanımları neler oldu?

Moda-perakende sektöründeki en önemli sorunlardan biri tekstil atıkları. Biz bu alanda Nivogo ile değerli bir işbirliğinde bir araya gelerek enerji tüketimi ve karbon ayakizi sorunlarını en aza indirme yolunda kararlı adımlar attık.

Döngüsel ekonomi alanında bir girişim olan Nivogo ile işbirliğimiz üç yıl önce başladı. Döngüsel ekonomiye dayalı bu işbirliği; sürdürülebilirlik ve geridönüşüm ilkelerini öne çıkaran, dönüşüme ilham veren bir proje olarak ülkemiz moda sektöründeki ilkler arasındaki yerini aldı. Özellikle tekstil atığı sorununa yenilikçi bir çözüm getirmek amacıyla dahil olduğumuz bu iş modeli ile yeşil perakende hareketine önemli ölçüde katkı sağlıyoruz.

İşbirliğimiz kapsamında bugüne dek 1 milyon ürün yenilendi. Yenilenen ürünlerin tekrar döngüye katılmasıyla 8 milyar litre su tasarrufu sağlandı ve 10 milyon kilogram karbon emisyonunun önüne geçildi. Bir başka ifadeyle 14,7 milyon insanın bir yıllık içme suyu ihtiyacına eş değer su tasarrufu sağlandı ve 11.319 adet evin yıllık elektrik ihtiyacına eş değer karbon emisyonu önlendi diyebiliriz.

Ürünlerin dönüşüm yolculuğu konusunda bilgi verebilir misiniz?

Geridönüşüm sürecindeki ürünlerimizi tekrar tüketiciyle buluşturarak sürdürülebilir bir döngü oluşturmayı amaçladık. Tekstil sektöründeki atık sorununa çözüm üretmek için Nivogo ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği kapsamında; leke, kırışıklık, reyon defosu gibi nedenlerle satışa sunulamayan ürünlerimizi Nivogo’ya teslim ediyoruz. Nivogo, ürünleri temizleme, yıkama, gerekiyorsa terzi ve dezenfeksiyon gibi adımlardan geçiriyor. Ürünler, kalite kontrol aşamasından geçirilerek yeniden fiyatlandırılıyor ve satış için hazır hale getiriliyor. Bu süreçten başarıyla geçen ve yenilenen ürünler; Boyner Outlet mağazalarında, boyner.com.tr’de ve Nivogo’nun döngüsel mağazalarında müşterilerle buluşuyor. Bu sayede, çevreye ve tüketicilere uygun fiyatlı ve kaliteli ürünler sunarak sürdürülebilirlik anlayışımızı güçlendiriyoruz.

İşbirliğimiz, toplumsal ve çevresel etkilerinin yanı sıra ekonomik tasarruf sağlaması ve erişebilirliği artırıyor. Ömürleri tamamlanmış olan ürünlerin döngüsel ekonomiye katılmasını sağlayarak atıkların azaltılmasına ve kaynakların daha etkin bir şekilde kullanılmasına katkı sağlıyoruz.

Boyner’in döngüsel ekonomi ve sürdürülebilirlik alanında başka hangi çalışmaları var?

Müşterilerimizle paylaştığımız her deneyimin anlamlı bir yönü olması gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple gerçekleştirdiğimiz her projenin temelinde, ekolojik sürdürülebilirliğin yanı sıra değerlerimizi mağazacılık sektörüyle birleştirme çabamız da yatıyor.

2013 yılından bu yana Binalarda Enerji Verimliliği sözleşmesinin sadık bir tarafıyız. 2021’de “Hayatı Büyük Yaşa, Cesur Yaşa” mottosu ile hizmete açtığımız Boyner Cadde minimum atık, minimum israf ve maksimum mutluluk hedefimizin çarpıcı bir iz düşümü. Sıfır Atık Sertifikası’na sahip Boyner Cadde ile perakende sektöründe dikkat çeken adımlar attık. Mağazamızda atık malzemelerle oluşturulan sanat eserlerine ev sahipliği yapıyoruz. Sürdürülebilirliğe dikkat çekmek amacıyla yine atık malzemelerle oluşturduğumuz farklı alanlarla deneyimi birleştiriyoruz. Birçok farklı lokasyonda bu tarz adımlar atmaya devam ediyoruz.

2012’de Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) işbirliğiyle başlattığımız Yeşil Ofis uygulamalarımız tüm hızıyla sürüyor. Yeşil Ofis Projesi ile tüketimlerimizi düzenli olarak izliyor ve emisyon hesaplamaları yapıyoruz. Elektrik, doğalgaz, su ve kağıt tüketimini minimum seviyeye düşürmek için iyileştirme planları hazırlıyoruz.

İyiliğin Modası Geçmez sloganımızla hem kendi inisiyatifimizle toplumsal destek projeleri yürütüyor hem de müşterilerimizin de benzer duygularını aksiyona dönüştürmesi için aracılık ediyoruz. Boyner mağazalarında ve şirket merkez ofislerinde yer alan İyiliğe Dönüştür kutularında toplanan kıyafetleri, “yeniden kullanım, ileri dönüşüm, geridönüşüm” için gruplandırıyoruz. Geri ya da ileri dönüşümü mümkün olmayan bazı ürünler ise sanayide yakıt olarak kullanılıyor. Proje kapsamında giyilebilir durumda olan toplam 79,9 ton ürün temizlenerek yeniden kullanıma sunuldu. Bunlardan 42,9 ton giysi ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. 37 ton giysi kermeslerde satışa sunuldu ve elde edilen gelirle sağlık bilimi öğrencilerine eğitim bursu sağlandı. 47,2 ton tekstil ürünü ipliğe, 2 tona yakın metal ve plastik aksesuarı ise ham maddeye dönüştürüldü.

Değişen müşteri alışkanlıklarını göz önünde bulundurarak yaşama iyi gelen ürünleri bir çatı altında, Boyner Live Well’de bir araya getirdik. Çevreye duyarlı ve iyi bir yaşamın parçası olma konusunda farkındalık yaratmak için oluşturulan bu kategoride yoga taytından hayvanlar üzerinde test edilmeyen makyaj malzemelerine, doğal şampuanlardan sağlıklı atıştırmalıklara, sürdürülebilir giyimden kitaplara, geri dönüştürülmüş malzemelerle üretilen ayakkabı ve aksesuarlara kadar sağlıklı, organik-ekolojik insana ve doğaya iyi gelen birçok ürün bulunuyor. Bugün Boyner’de satılan ürünlerin %15’i sürdürülebilir özelliklere sahip.

Mağazalarımızda plastik poşet kullanımını sonlandırdık, çok kullanımlı çantalara geçtik. Bu çantaların satışından elde ettiğimiz geliri çeşitli sivil toplum kuruluşlarına bağışlıyoruz. İlk olarak elde edilen gelirle, ÇEVKO ile güzel bir işbirliği yaptık. Proje kapsamında İstanbul’da Kartal Belediyesi sınırları dahilindeki 24 okul için 744 adet geri kazanım konteynerini teslim ettik. Geçtiğimiz yıl ise eğitim için harekete geçtik. Çok kullanımlı çantalardan elde edilen gelirle Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın Eğitime Koşar Adım: 7 Kıta projesiyle deprem bölgesindeki 1.000 çocuğun eğitimine destek verdik.

Mağazalarımıza gerçekleştirdiğimiz ürün sevklerinde ise ilk etapta İstanbul bölgesinde olmak üzere önümüzdeki aylarda çok kullanımlı kasalara geçiş yapacağız. Proje ile beraber bir adet karton koli üretiminde ortaya çıkan 0,75 kg karbon ayakizi oluşumunun önüne geçeceğiz. Bu aynı zamanda her 58 adet karton koli için bir ağaç kesilmesini ve 65 litre su kullanımını önlemek anlamına geliyor. Proje ile 160.000 kg karbon ayakizi düşüşü, 3.629 adet ağacın kesilmemesi ve 13.869 litre su tüketimini önlemeyi hedefliyoruz.

Sürdürülebilirlik, sahip olduğumuz değerleri korumanın en etkin yolu. Biz de paydaşlarımızla birlikte sürdürülebilirlik adımlarımızı atmaya ve yarattığımız etkiyi büyütecek aksiyonlar almaya devam edeceğiz.

About Post Author