EKOIQ
Hidrojen enerjisinin yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olduğunu belirten Prof. Dr. Zafer Utlu, “Fosil kaynakların kullanımı, iklim değişikliklerinden türlerin yok olmasına ve çevresel etkilere kadar pek çok olumsuz etki ve riski de beraberinde getiriyor” diyerek hidrojen enerjisinin avantajlarını anlattı. Utlu, hidrojenin enerji kaynağının kendiyle eşit miktardaki benzin ve mazotun üç katı fazla olduğunu vurguladı.
Bilim Kafe etkinliği kapsamında, Kağıthane’de bulunan Akşemsettin Parkı’nda düzenlenen etkinlikte konuşan İstanbul Atlas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zafer Utlu, “Hidrojen Enerjisi ve Günümüzdeki Kullanım Alanları” hakkında bilgi verdi. Utlu, ulaşımdan aydınlatmaya, sanayiden iletişime kadar hayatımızın her alanında rol oynayan enerjinin insanlık açısından büyük öneme sahip olduğunu belirterek enerjinin aynı zamanda yaşamın vazgeçilmez bir kaynağı olduğunu söyledi.
“Fosil Kaynakların Kullanımı Olumsuz Etki ve Riski Beraberinde Getiriyor”
Petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil kaynakların zamanla tükeneceğini, insanlığın bu nedenle güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesinin zorunlu haline geldiğini ifade eden Utlu, “İnsanlık belki 40-50 yıl içerisinde tükenecek fosil kaynaklar yerine yeni enerji kaynaklarını bulmak zorunda. Fosil kaynakların kullanımı, iklim değişikliklerinden türlerin yok olmasına ve çevresel etkilere kadar pek çok olumsuz etki ve riski de beraberinde getiriyor. Güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynakları ise hiç bitmeyecek. Ülkemiz açısından 2000’li yılların başlangıcında sadece Ege bölgesinde üç rüzgar türbini vardı. Şu anda Edirne’den Hatay’a kadar çok geniş bir coğrafyada rüzgar türbinleri enerji üretiminde önemli kaynak sağlıyor. Elbette bunlar yeterli değil, çünkü insanlığın enerjiye olan ihtiyacı her geçen gün artıyor. Nüfus her geçen gün artıyor” dedi.
“Hidrojen Çok Fazla Şekilde Doğada Bulunuyor”
Hidrojen enerjisinin yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olduğunu belirten Utlu, “Hidrojen enerjisi, suyun içerisindeki oksijen ve hidrojenin elektroliz işlemi ile hidrojen ve oksijene ayrılması ile elde ediliyor. Suyun elektrolizinin yapılması için dışarıdan yeni bir enerji kaynağına ihtiyacınız var. Bu hidrojen enerjisi için oksijen ve hidrojenin ayrılması gerekiyor. Bu ayrıştırmada güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması lazım. Bu çalışmalar artık ülkemizde de dünyada da gündemde” dedi.
Hidrojen enerjisinin avantajlarına değinen Utlu, “Hidrojen çok fazla şekilde doğada bulunuyor. Hidrojenin enerji kaynağı, kendiyle eşit miktardaki benzin ve mazotun üç katı fazladır. Yaklaşık olarak mazotta total enerji miktarı 4 bin kaloridir. Bu, hidrojende 13 bin civarındadır” dedi.
“Dünya Bu Yöne Doğru Gidiyor”
Hidrojen enerjisinin depolanmaması nedeniyle dezavantajlı olduğunu dile getiren Utlu, “Üretilen enerjinin hemen tüketilmesi gerekiyor. Depolanma istenmeyen durumlarda ORC sistemleriyle üretilen ve direkt kullanılan üretim gerçekleştiriliyor. Ucuz ve çok daha fazla enerji içeriğine sahip bir enerji türü ortaya çıkıyor. Bu enerji türüyle de siz gelecekte çok fazlasıyla enerji ihtiyacınızı karşılayacak durumda oluyorsunuz. Tüm dünya yavaş yavaş bu yöne doğru gidiyor. Gelecekte bu enerji kaynağını fazlasıyla kullanacağız. İnsanlık hiçbir zaman enerjisiz kalmayacak. Bu nedenle hidrojen enerjisiyle ilgili çalışmaların ciddi anlamda artırılması ve teknolojiye dönüştürülmesi gerekiyor” diye konuştu.
Prof. M. Levent Kurnaz
