Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 2016 yılında Çernobil’deki nükleer felaketin yaşandığı 26 Nisan tarihini “Uluslararası Çernobil Felaketini Anma Günü” olarak kabul etti. Günümüzde Çernobil felaketinin etkileri devam ederken 1986 yılında, reaktör çevresindeki bölgelerden yaklaşık 115 bin kişinin tahliye edildiği biliniyor. Ayrıca bugün 5 milyondan fazla insan, hâlâ Çernobil nedeniyle radyoaktif açıdan kirli olduğu resmen kabul edilen alanlarda yaşıyor.
Bundan tam 39 yıl önce, Sovyetler Birliği’ne bağlı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Pripyat şehri yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santralı’nın 4 numaralı reaktöründe, bir güvenlik testi sırasında patlama meydana geldi ve patlamanın etkisiyle ülkeye ve komşu tüm ülkelere korkunç seviyelerde radyasyon yayıldı. Şimdiki Belarus, Ukrayna ve Rusya Federasyonu topraklarında 8,5 milyon insanın radyasyona maruz kaldığı tahmin edilirken dönemin SSCB hükümeti, uluslararası bir yardıma ihtiyaç duyduğunu ancak 1990 yılında, yani patlamadan dört yıl sonra kabul etti.
Aynı yıl BM Genel Kurulu, “Çernobil nükleer santralındaki sonuçlarla başa çıkmak ve bu sonuçları hafifletmek için uluslararası işbirliği” çağrısında bulundu. Çernobil işbirliğini koordine etmek amacıyla bir Kurumlararası Görev Gücü kuruldu. 1991 yılında BM, Çernobil Güven Fonu’nu oluşturdu. 1986’dan bu yana, BM’ye bağlı kuruluşlar ve önde gelen sivil toplum kuruluşları sağlık, nükleer güvenlik, rehabilitasyon, çevre, temiz gıda üretimi ve bilgi sağlama alanlarında 230’dan fazla araştırma ve yardım projesi başlattı.
Ciddi ve Uzun Vadeli Etkiler Devam Ediyor
2002 yılında BM, Çernobil stratejisinde bir değişiklik yaparak uzun vadeli kalkınmaya odaklanan yeni bir yaklaşım benimsedi. BM Kalkınma Programı (UNDP) ve etkilenen üç ülkedeki bölge ofisleri, yeni stratejinin uygulanmasında öncülük rolünü üstlendi. Bu bölgelerin sürdürülebilir kalkınmasına yönelik uluslararası, ulusal ve kamu programlarını desteklemek amacıyla BM, 2009 yılında Uluslararası Çernobil Araştırma ve Bilgi Ağı’nı (ICRIN) kurdu.
8 Aralık 2016’da ise BM Genel Kurulu, felaketin yaşandığı 26 Nisan’ı Uluslararası Çernobil Felaketini Anma Günü olarak ilan eden bir kararı kabul etti. Bu kararda, felaketten yıllar sonra dahi ciddi ve uzun vadeli etkilerin devam ettiği ve etkilenen toplulukların ve bölgelerin halen bu felaketle ilişkili ihtiyaçları yaşadıkları kabul edildi. Yanı sıra genel kurul; tüm üye devletleri, BM sistemine bağlı ilgili kuruluşları, diğer uluslararası organizasyonları ve sivil toplumu bu günü anmaya davet etti.
Yeni Kanser Vakaları Önümüzdeki On Yıllarda da Bekleniyor
Çernobil nükleer reaktöründe meydana gelen kaza, aslında tarihe nükleer santrallarda şimdiye kadar yaşanmış en ciddi kaza olarak tarihe geçti. Öyle ki 1986 yılında reaktör çevresindeki bölgelerden yaklaşık 115 bin kişi tahliye edildi.
Belarus, Rusya Federasyonu ve Ukrayna’daki halk arasında, 2005 yılına kadar, kaza sırasında radyasyona maruz kalan çocuk ve ergenlerde 6 binden fazla tiroid kanseri vakası bildirilirken önümüzdeki on yıllarda daha fazla vakanın ortaya çıkacağı tahmin ediliyor. Gelişmiş tarama uygulamalarının etkisine rağmen bu kanser vakalarının birçoğunun kazadan kısa bir süre sonra maruz kalınan radyasyon nedeniyle ortaya çıktığı düşünülüyor.
5 milyondan Fazla İnsan Kirlenmiş Bölgelerde Yaşıyor
Ancak tüm bu verilerin doğruluğu da tartışma konusu. Örneğin Greenpeace’e göre felaket nedeniyle ölen ya da hastalanan insan sayısı resmi verilerin çok ama çok daha fazlası. Ayrıca bugün 5 milyondan fazla insan, Çernobil kaynaklı radyasyon etkisinde kalan alanlarda yaşıyor.
Öte yandan Çernobil felaketinden Türkiye de oldukça etkilendi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ve Pediatri Ana Bilim Dalları’nda yapılan çalışmaya göre lösemi vakaları 1986 öncesi %0,7’den, 1986 sonrası %2’ye çıktı. Felaketten bir hafta sonra 4 Mayıs günü Kapıkule-Edirne yolunda İstanbul’da havadaki radyasyonun tam 1000 katı olan ve Çernobil nedenli Türkiye’de ölçülen en yüksek değer olarak tarihe geçen, 16 miliröntgen/saat değeri ölçüldü.