Dünya genelinde her yıl 400 milyon tondan fazla plastik üretiliyor ve bunun yarısı tek kullanımlık olacak şekilde tasarlanıyor. Her yıl yaklaşık 11 milyon ton plastik, göllere, nehirlere ve denizlere karışırken bu miktar yaklaşık 2.200 Eyfel Kulesi ağırlığına eşdeğer. Çevre konusundaki en önemli küresel günlerden biri olan 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün 2025 teması ise gezegenimizin en acil sorunlarından birine, plastik kirliliğine odaklanıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) çevrenin korunmasını ve çevre sağlığının önemini vurgulamak amacıyla, 1973 yılından bu yana 5 Haziran tarihini her yıl “Dünya Çevre Günü” olarak kabul ediyor. Bu özel gün, günümüzde çevre konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan en büyük platform haline geldi. Yanı sıra dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan tarafından düzenlenen etkinliklerle çevreye dair duyarlılık ve eyleme geçme çabaları da süregeliyor.
Dünyanın en önemli gündem konusu olan iklim değişikliği, Dünya Çevre Günü’nün önemini daha da artıyor. Yalnızca içinde bulunduğumuz yüzyılda gezegenin ortalama ısınmasını 1,5 derecenin altında tutabilmemiz için yıllık seragazı emisyonlarını 2030’a kadar yarıya düşürmemiz gerekiyor. Dolayısıyla iklim eylemi hiç olmadığı kadar acil, önlemler gerekli ve harekete geçmek için beklemeye tahammül yok.
Dünya Çevre Günü, mevcut görümünden yola çıkarak 2025 temasını “Plastik Kirliliğine Son Ver” olarak belirledi. Tema kapsamında plastik kirliliğinin etkilerine dair bilimsel kanıtlar öne çıkarılacak ve zamanın azaldığına dair vurgu yapılacak. Temayla ayrıca “Reddet, azalt, yeniden kullan, geri dönüştür ve yeniden düşün” ilkeleriyle plastik kullanımına karşı bir bilinç de oluşturmaya çalışılacak.
Sulara Karışan Plastik Miktarı 2040’a Kadar Üç Katına Çıkacak
Plastik kirliliği günümüzde gezegenimizi tehdit eden üçlü çevre krizini daha da kötüleştiriyor; iklim değişikliği, doğa, toprak ve biyoçeşitlilik kaybı, kirlilik ve bunlara eklenen atık krizi.
Dünya genelinde her yıl 400 milyon tondan fazla plastik üretiliyor, bunun yarısı tek kullanımlık olacak şekilde tasarlanıyor. Bu plastiklerin yalnızca %10’undan azı geri dönüştürülüyor. Dolayısıyla dağ zirvelerinden okyanuslara kadar plastik atıklar her yeri kaplıyor. Her yıl yaklaşık 11 milyon ton plastik, göllere, nehirlere ve denizlere karışıyor. Bu miktar yaklaşık 2.200 Eyfel Kulesi ağırlığına eşdeğerken, su ekosistemlerine karışan plastik atıkların 2040’a kadar neredeyse üç katına çıkacağı öngörülüyor. Sadece denizlerdeki mikroplastik sayısı ise galaksimizdeki yıldız sayısından fazla durumda.
Gıdalara, suya ve havaya karışan ve çapı 5 milimetreye kadar küçük plastik parçacıklarını ifade etmek için kullanılan mikroplastikler ise büyük bir sorun. Her insanın yılda 50 binden fazla mikroplastik parçacığı tükettiği tahmin edilirken solunum yoluyla bu miktar daha da artıyor.
Güçlü Bir Küresel Anlaşma Şart
Öte yandan bu büyük soruna küresel çapta çözüm bulmak amacıyla geçen yıl Güney Kore’nin Busan kentinde başlayan Küresel Plastik Anlaşması için Beşinci Hükümetlerarası Müzakere Komitesi oturumu, bir anlaşma sağlanamadan sona erdi. Plastik üreten devletlerin ve şirketlerin etkili bir anlaşmayı önlemeye yönelik çabaları nedeniyle görüşmeler tıkandı. Anlaşmanın imzalanması bu yıl beklenirken zayıf bir anlaşmanın kabul edilmemiş olmasının, daha güçlü bir metin üzerinde uzlaşmanın mümkün olabileceğine işaret ettiğini düşünenler var. Bununla birlikte diğer yanda ise güçlü bir anlaşmaya varılamayacağına dair kötümser görüşler de bulunuyor. Anlaşmaya yönelik bir sonraki müzakereler ise 5-14 Ağustos tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre şehrinde gerçekleşecek.