Sivil Toplum

Eğitimde 2023 Hedefleri ile “Nitelikli Eğitim”e Erişmek Mümkün mü?

Türkiye toplumu için eğitim hep bir “memleket meselesi” olmuştur. Mesele böyleyken devlet düzeyinde ihmal edilmesi son derece umut kırıcı olabilir. Neyse ki 2023 belgesiyle görüyoruz ki, eğitim artık ihmal edilen bir konu olmaktan uzaklaşıyor. Bu güzel gelişmenin ışığında doğru değişimlerin yaratılması umulan eğitim sistemimizin reform adımları planlanırken, Küresel Hedefler gibi hem küresel olarak kabul görmüş hem de Türkiye olarak imzacısı olduğumuz belgenin ve o belgede verilmek istenen temel mesajların biraz daha dikkate alınması gerekiyor.

YAZI: Gökçe GÖKBALKAN

Eğitim yalnızca okuma-yazmanın öğ­retildiği bir süreç değil, bunun çok daha ötesinde kaliteli eğitim; yaratıcılığın ve bilginin teşvik edildiği, okuma yazma ile matematik gibi temel becerilerin kazan­dırılmasının yanında öğrencilerin anali­tik bakış açısı, problem çözme, sosyal ve yüksek seviye bilişsel becerilerinin ge­lişmesini sağlayan çok temel ve vazgeçi­lemez bir araçtır. Eğitim aynı zamanda, vatandaşların mutlu ve sağlıklı bir hayat sürebilmelerinde lüzum olan çeşitli ye­tenek, değer ve becerilerin gelişmesine de katkı sağlar.

Birleşmiş Milletler tarafından 2015 yı­lında duyurusu yapılan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH), yani Küre­sel Hedefler, gezegenin sürdürülebilir kalkınmasının sağlanması adına çizilen kapsayıcı bir yol haritası sunuyor. 17 ana hedeften oluşan Küresel Hedefler’in 169 adet de alt hedefi mevcut. 2030 tari­hinde bu hedefleri başarmamız halinde gezegenimiz için sürdürülebilir kalkın­manın sağlandığından söz edilebilecek.

Küresel Hedefler’in dördüncüsü olan Nitelikli Eğitim hedefi, kapsayıcı ve eşitlikçi nitelikli eğitimin garanti altı­na alınması ve herkes için yaşam boyu öğrenimin desteklenmesini amaçlıyor. Belirlenen bu ana hedef altında çeşitli alt hedefler de bulunuyor. Bu alt he­defleri özetleyecek olursak; herkes için ücretsiz ve verimli ilk ve ortaöğretim ile okul öncesi eğitimin garanti altına alın­ması, bütün kadın ve erkeklerin kaliteli teknik, mesleki ve yükseköğretime eri­şebilmesi, girişimcilik ve insana yakışır iş konularında bireylere gerekli olacak donanımların kazandırılması, kırılgan grupların eğitime erişiminin garanti altına alınması, okuryazar ve temel ma­tematik bilgisine sahip olmayan yetişkin kalmaması, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesinin garanti altına alın­ması için öğrencilere gerekli donanımın kazandırılması, herkes için güvenli eği­tim ortamlarının oluşturulması ve nite­likli öğretmen yetiştirilmesinin destek­lenmesi.

2023 Eğitim Vizyonu

Dijital çağın da ötesinde “tekillik” çağı­na yol alan dünyayı, yeryüzüne saygılı bir şekilde yönetebilecek liderlerin ve bu sürece eşlik edecek her bir bireyin mümkün olan en donanımlı şekilde yetiştirilmesinin önemi tartışmasız çok büyük. Bu görüşten hareketle, yetiştiri­len bireylerin çok yönlü olması ve farklı özellikleri senkron içerisinde kullanabil­mesi gerekli. Diğer yandan, Türk eğitim sistemine hakim olanların sıklıkla söyle­diği bir gerçek var ki o da Türk eğitim sisteminin bir deneme tahtası halini aldığı. Sürekli bir “ayarlama” içerisin­de olduğumuz eğitim sistemimize artık Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da dediği gibi “felsefesi, teorisi ve yönte­miyle kapsamlı bir dönüşüm” gerekiyor. Bu hedefle hazırlanan 2023 Eğitim Vizyonu’nun ise bu problemin çözümü olması planlanıyor.

Vizyonun temel felsefe önermesi, insa­nın ontolojik birlik ve bütünlüğü içinde yeniden ele alınması ile ilgili. İnsan için olması gereken eğitim, insana rağmen planlanmamalı. Ben bu belgenin bu bilinçle hazırlandığını düşünüyorum. Türkiye için bir ilk teşkil eden böyle bir vizyon belgesi, bu özelliğiyle önemli bir noktada duruyor. Eğitimciler tarafından merakla beklenen belgenin kapsadığı alanlar; okul gelişim modeli, yönetici­lerin sorumluluklarının geliştirilmesi, nitelikli öğretmen yetiştirme, tasarım-beceri atölyeleri, esnek, modüler ve daha az dersten oluşan müfredat, erken çocukluk eğitiminin geliştirilmesi, veri­ye dayalı yönetim, öğrenci yönlendirme sistemi, sınavla öğrenci alımında azal­maya gidilmesi, ilkokulda ders saatleri­nin azaltılması, özel yetenekli öğrenciler için ayrı müfredat tasarlanması, mesleki eğitimin yeniden kurgulanması, hayat boyu öğrenmenin desteklenmesi, ya­bancı dil gelişimi ve dijital altyapının tüm derslere entegre edilmesinden olu­şuyor.

Başlıkların büyük ve yıllardır süregelen problemlerden çıktıkları belli. Her ne kadar gerçek problemlerden yola çıkıldığı görülse de, dünya çapında kabul gören SKH’lerin varlığı ve Türkiye’nin de bunun taahhüdünü ver­miş ülkelerden bir tanesi olduğu düşü­nüldüğünde 2023 Vizyon Belgesinin Küresel Hedefler’e daha paralel hazır­lanması gereken noktalar mevcut.

Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim

Hiçbir bireyi ve canlıyı geride bırakma­dan, gezegenin sürdürülebilir kalkınma­sının sağlanmasında, Küresel Hedefler arasında da bulunan iklim değişikliğiyle mücadele gibi acil ve köklü önlemler gerektiren ve aksi halde sonucu tüm canlılar için geri dönülemez olan alanlar mevcut. Eğitim, tüm bu kalkınmanın sağlanmasının en temelini oluşturuyor. Eğitimle gelen bilinç olmadan böyle bir kalkınmadan söz edilemez. Dolayısıyla gezegenin sürdürülebilir kalkınması için insanlığın eğitimi adına alınacak ey­lemler büyük önem taşıyor.

Tüm dünya tarafından kabul edilen ve Türkiye’nin de imzacısı olduğu ve 2030 yılına kadar gerçekleştirme taahhüdünü verdiği Küresel Hedefler’in dördüncü hedefi Nitelikli Eğitim ve MEB tara­fından hazırlanan 2023 Vizyon Belgesi düşünüldüğünde, hedeflerde paralellik­ler olmakla birlikte eksik olan kısımlar mevcut. Bunlardan belki de en göze çarpanının, belgenin tarihi olduğunu söyleyebiliriz. Küresel Hedefler’i ba­şarmak için tüm dünya tarafından ka­bul edilen tarih 2030 iken, vizyon bel­gesinin tarihinin 2023 olması, belgenin planlanmasında farklı dinamiklerin de işin içerisine girdiğini bizlere göste­riyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023 hükümet hedefleri olduğu biliniyor. 2023 Vizyon Belgesi de bu hedeflerle uyumlu olması açısından, bu şekilde tarihlendirilmiş. Tüm dünya genelinde politik, ekonomik ve sosyal belirsizlikler bu kadar yükselirken ve bunlarla müca­dele için çizilmiş bir strateji varken, bu stratejinin desteklenmesi beklenir. Fa­kat MEB tarafından hazırlanan belgede tarihsel olarak bu paralellik görülmüyor.

2023 belgesi, Türk eğitim sistemi için oldukça önemli bir gelişme. Her hükümet değiştiğinde değişen eğitim sistemimizde kalıcı değişimler yaratılmak istendiğinin bir göstergesi. Okunduğunda anlaşılabileceği gibi bel­ge, bize bir felsefe sunuyor. Eğitimde kalıcı dönüşüm için bu felsefenin uygu­lama ile desteklenmesi ise zorunlu. Bu belgede uygulamaya dair planlı bir kur­gu bulunmuyor, ancak bu kurgunun ha­zırlanıp kamuoyuyla paylaşılması eğitim camiası içerisindeki herkes için daha an­lamlı ve hedeflere erişimi destekler ni­telikte olacaktır. Küresel Hedefler’e ba­kıldığında göze çarpan bir benzerlik, 17 ana hedefin de vizyon niteliğinde oldu­ğu. Detaya inildiğinde ise bu 17 hedef 169 alt hedefle destekleniyor. Nitelikli Eğitim özelinde ise, UNESCO tarafın­dan hazırlanan ve amacı hükümetler ve paydaşları için eğitimde dönüşümü ya­kalayabilmeleri adına uygulama adımla­rını paylaşmak olan “Education 2030” belgesi yayımlandı. 2023 belgesinin de benzer şekilde desteklenmesi gereki­yor. Bu sayede ihtiyaç analizinin yapıl­dığı, üzerine vizyon eklenen ve uygula­ma adımlarıyla desteklenen 360 derece donanımlı bir belge halini alabilir.

Her iki belgenin karşılaştırılmasına dair söyleyebileceğim son şey ise; 2023 bel­gesinin hiçbir yerinde sürdürülebilir kalkınmadan ve Küresel Hedefler’den bahsedilmemiş olması. Yinelemek ge­rekirse, Türkiye’nin de kabul ettiği ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için yol haritası olan Küresel Hedef­ler ve sürdürülebilirlik gibi kavramlara müfredatta mutlaka yer verilmeli. Diğer yandan ortaöğretimde sosyal girişim­cilik, teşvik edilecek bir kavram olarak belirtiliyor. Oldukça sevindirici bir adım olmakla birlikte, ne kadar küçük yaşlar­dan itibaren çocuklarda sürdürülebilir kalkınma bilinci oluşturulursa üzerine atılacak adımlar da o kadar verimli ola­caktır. Sosyal girişimciliğin sürdürülebi­lir kalkınmanın sağlanması için çözüm yollarından bir tanesi olduğu göz önün­de bulundurulduğunda, çocukların önce bu bilinçle yetiştirilip takip eden yıllarda sosyal girişimcilik becerileriyle desteklenmesi daha sistemli bir adım olarak karşımıza çıkar.

Gerek Nitelikli Eğitim, gerekse 2023 vizyonu büyük başlıklardan oluşuyor. Eğitim çok hızlı sonuç alınabilecek bir alan değil, aksine maddi ve manevi bü­yük yatırımlar ve emek istiyor. Bu bi­linçle bakıldığında unutulmamalıdır ki, bir anda tüm hedeflere erişilip, hepsi­nin başarılması mümkün değil. Önemli olan süreçte alınan yol. Bu yol ne kadar planlı alınırsa varılacak noktadaki olum­lu etkiler de o kadar kuvvetli olacak.

About Post Author