Türkiye’nin enerji verimliliği alanındaki potansiyelini ve gelecekteki fırsatları mercek altına alan yeni bir rapor; enerji verimliliğinde atılacak adımların Türkiye’nin enerji güvenliği, bağımsızlığı ve net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmasında belirleyici rol oynayacağını gösteriyor. Rapordaki Verimli Büyüme Senaryosu’na göre, 2053 yılına kadar Türkiye’nin birincil enerji arzı %20 oranında azaltılabilir ve enerji yoğunluğunda %57’lik bir iyileşme sağlanabilir.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi’nin (IICEC) yayımladığı Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü 2025 (TEEO) başlıklı rapor, Türkiye’nin enerji verimliliği alanındaki potansiyelini ve gelecekteki fırsatları mercek altına alıyor.
Verimli Büyüme Senaryosuna Göre
Enerji verimliliğinde atılacak adımların Türkiye’nin enerji güvenliği, bağımsızlığı ve net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmasında belirleyici rol oynayacağının vurgulandığı rapora göre, enerji verimliliğinde “Verimli Büyüme Senaryosu” benimsenirse 2053 yılına kadar Türkiye’nin birincil enerji arzı %20 oranında azaltılabilir ve enerji yoğunluğunda %57’lik bir iyileşme sağlanabilir. Bu senaryo, Türkiye’nin yaklaşık beş yıllık enerji ihtiyacına denk gelen 800 Mtep tasarruf anlamına geliyor.
Ekonomik Fayda Katlanarak Artabilir
Verimli Büyüme Senaryosu’nda yıllık ortalama 13 milyar dolarlık yatırım ile 58 milyar dolar ekonomik fayda elde edilmesi mümkün. Bu da 30 milyar dolarlık fayda sağlayan baz senaryoya göre iki kat kazanç anlamına geliyor. Fayda-maliyet oranı da 3,2’den 4,5’e yükseliyor. Toplamda ise 2,1 trilyon dolarlık kümülatif ekonomik fayda elde edilebileceği öngörülüyor.
Rapor, fosil yakıt ithalatının azaltılması ve yerli kaynakların daha etkin kullanılmasıyla enerji arzında yerlilik oranının %90’a ulaşabileceğini ortaya koydu. Bu oran, baz senaryoda yalnızca üçte iki seviyesinde kalıyor.
Nihai enerji talebinde elektriğin payı mevcutta %20 seviyesindeyken verimli büyüme senaryosunda 2053’te bu oran %48’e yükseliyor. Elektriğin artan kullanımının yanında güneş, jeotermal ve biyoyakıtlar gibi kaynakların payı da artıyor. Bu dönüşüm, emisyonların 2040’tan önce zirveye çıkmasını ve 2050 itibarıyla mevcut seviyesinin %52 altına gerilemesini sağlayabilir.
Raporda, dijitalleşme ve yapay zeka uygulamalarının da enerji talebinin daha etkin yönetilmesine katkı sağlayacağı belirtiliyor. Elektrikli araçlar, ısı pompaları ve yenilikçi iş modelleriyle birlikte verimlilik artışı daha da ivme kazanacak.
Kapsamlı Politikalar Geliştirilmeli
IICEC, Türkiye’nin enerji verimliliğinde yüksek potansiyelini gerçekleştirebilmesi için aşağıdaki 11 alanda kapsamlı politikalar geliştirilmesini öneriyor:
- Enerji güvenliği ve net-sıfır hedefleriyle uyumlu verimlilik politikalarının sürdürülmesi,
- Enerji bilinci ve farkındalığın artırılması, verimli tüketim davranışlarının teşvik edilmesi,
- Yenilikçi finansman mekanizmalarıyla yatırımların ve işbirliklerinin çeşitlendirilmesi,
- Veri analitiği, dijitalleşme ve yapay zeka ile ölçme ve izleme sistemlerinin güçlendirilmesi,
- Binalar için kapsamlı envanter çıkarılması ve dönüşüm yol haritasının oluşturulması,
- Ulaşımda elektrikli mobilite, mikro mobilite ve entegre ulaşım sistemlerinin geliştirilmesi,
- Sanayide enerji verimliliği desteklerinin artırılması ve iyi uygulamaların yaygınlaştırılması,
- Yenilenebilir ısı ve temiz elektrifikasyon yoluyla fosil yakıtların hızla ikame edilmesi,
- Atık ısı, ısı pompası ve bölgesel ısıtma gibi çözümlerle verimli ısı piyasalarının kurulması,
- Sanayi, ulaşım ve tarımda enerji verimli altyapı ve yapısal dönüşüm planlamalarının yapılması,
- Enerji verimliliği merkezli liderlik ile küresel ölçekte örnek bir ülke olunması.
Rapora göre tüm bu adımlar, Türkiye’nin yalnızca daha verimli bir enerji sistemine değil, aynı zamanda daha rekabetçi bir ekonomiye, daha sürdürülebilir bir çevreye ve enerji ticaretinde daha güçlü bir bölgesel konuma ulaşmasını da sağlayabilir.