Son günlerde Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanan şiddetli zirai don felaketine dikkat çeken DEVA’lı Rızvanoğlu, hem uyarı sistemlerinin yetersizliği hem de çiftçilere yönelik destek eksikliği konusunda eleştirilerde bulundu. Nisan ayında sıcaklıkların bazı bölgelerde eksi 15 dereceye kadar düştüğüne dikkat çeken Rızvanoğlu, “İklim krizi artık kapımızda değil, tarlamızın ortasında. Kuraklık, don, aşırı yağış… Bunlar artık olağanüstü değil, olağan hale geldi. Ama iktidar, hâlâ olağanüstü bir plansızlıkla hareket ediyor” ifadelerini kullandı.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, son günlerde Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanan şiddetli zirai don felaketi sonrası yaptığı açıklamada, iktidarı hem uyarı sistemlerinin yetersizliği hem de çiftçilere yönelik destek eksikliği konusunda eleştirdi.
Felaketin yalnızca bu yıla değil, önümüzdeki yıllara da ağır etkiler bırakacağını belirten Rızvanoğlu, bunun artık sıradan bir hava olayı değil, doğrudan iklim krizinin sonucu olduğunu söyledi. Rızvanoğlu, açıklamasında iktidara uyarıda bulundu: “Bir kez kaderine terk edilen çiftçi, o toprağa bir daha dönmez!”
“Don Olayı Gelecek Yılların Verimini de Riske Attı”
Nisan ayında sıcaklıkların bazı bölgelerde eksi 15 dereceye kadar düştüğüne dikkat çeken Rızvanoğlu, son günlerde yaşanan zirai don felaketinin sadece tarım sektörünü değil, hepimizi ilgilendiren çok büyük bir uyarı olduğunu belirtti.
Rızvanoğlu, “Bu, son 30 yılın en düşük değerlerinden biri. Başta kayısı olmak üzere, üzüm, incir, elma, erik, kiraz, fındık… Birçok ürün ciddi şekilde zarar gördü. Ama mesele sadece bu yılın mahsulü değil; ağaçların fizyolojik yapısı da zarar gördü. Yani bu don olayı sadece bugünü değil, gelecek yılların verimini de riske attı. Maalesef, 2014’te yaşadığımız büyük don olayından sonra, tarım tarihimizin en büyük felaketlerinden birini yaşıyoruz. Bu artık sıradan bir hava olayı değil. Bu, iklim krizinin kapımızı çaldığını gösteren çok net bir uyarı! Ama asıl endişe verici olan şu: Bu sadece bu yıl yaşanmış bir felaket değil. Önümüzdeki yılların da benzer şekilde geçebileceğinin habercisi” dedi.
“Türkiye Tarımı İklim Krizine Karşı Savunmasız Bırakıldı”
Bölgelerde yaptığı saha çalışmalarına da atıfta bulunarak yaşananların üretici için ilk kez bu kadar yıkıcı olduğunu belirten Rızvanoğlu, “74 yaşındaki çiftçimiz ‘Hayatımda böyle bir afet görmedim’ diyor. Ama değerli arkadaşlar, bu bir doğal afet değil, bu bir siyasi ihmalin sonucudur. İklim krizi artık kapımızda değil, tarlamızın ortasında. Kuraklık, don, aşırı yağış… Bunlar artık olağanüstü değil, olağan hale geldi. Ama iktidar, hâlâ olağanüstü bir plansızlıkla hareket ediyor. Nerede bu ülkenin iklim uyum planı? Nerede erken uyarı sistemleri? Nerede ürününü kaybeden çiftçiyi ayakta tutacak finansal mekanizmalar?” diyerek Türkiye tarımının iklim krizine karşı savunmasız bırakıldığını ifade etti.
“Tarımda İklim Krizine Dayanıklı Bir Yapı Kurulmalı”
TARSİM sisteminin dar kapsamını, desteklerin geç ulaşmasını ve üreticinin risk anında yalnız kalmasını eleştiren Rızvanoğlu, “Evet, iklim krizi büyüyor. Ama asıl sorun şu: Biz bu krize rağmen hâlen eski düzenle, kırılgan ve günü kurtaran tarım politikalarıyla yol almaya çalışıyoruz. Oysa tarımda bilimsel öngörüye, güçlü altyapıya ve üreticiyi yalnız bırakmayan politikalara ihtiyaç var” dedi.
Tarımda iklim krizine dayanıklı bir yapı kurulması gerektiğini vurgulayan Rızvanoğlu, “İklim bu kadar değişken, bu kadar öngörülemez hale gelmişken; biz hâlâ tarımı geçici çözümlerle, pansuman politikalarla ayakta tutmaya çalışıyoruz. Oysa bu kriz, pansumanla değil, kökten bir değişimle yönetilebilir” dedi.
Rızvanoğlu, “Erken uyarı sistemleri kurulmalı, iklim krizine uyum için destek fonları oluşturulmalı, borçlar ertelenmeli, uygun krediler sağlanmalı, sigorta yaygınlaştırılmalı, tazminatlar hızla ödenmeli” önerilerini sıraladı ve çiftçiye sahip çıkılmazsa tarımın geleceğinin tehlikeye atılacağının altını çizdi.