#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
kuraklık

“Kuraklık ve İklim Değişikliği Tarım Sektörü için En Büyük Tehdit”

Küresel ölçekte en büyük sorunların başında gelen kuraklık, bugün varılan noktada hayatın her aşamasını olumsuz etkiliyor. “Kuraklık ve iklim değişikliği sadece ceviz yetiştiriciliği için değil, tüm tarım sektörü için en büyük tehdit” diye konuşan Ceviz Üreticileri Derneği Eş Başkanı Ömer Ergüder, aldıkları tüm tedbirlere ve gösterdikleri çabalara karşın gidişatın endişe verici olduğunu belirtti.

Kuraklık her sektörü olumsuz olarak etkilemekle birlikte tarım sektörüne olan etkileri çok daha fazla hissediliyor. Bitkilerin ve meyvelerin büyümesinin yanında kökleri için de oldukça önemli olan su, hem verim hem de kaliteli ürün oluşumunu etkileyen son derece kritik bir faktör. Ceviz Üreticileri Derneği (CÜD) Eş Başkanı Ömer Ergüder, kuraklığın etkilerini son yıllarda ciddi bir şekilde hissettiklerini belirtti. Cevizin önemli miktarda su ihtiyacı olduğunu ve su kullanımının özellikle yaz aylarında kritik önem taşıdığını aktaran Ergüder, “Kış ve ilkbahar yağmurları, bahçelerimiz ve topraklarımız için son derece önemli. Kuraklığa karşı alabileceğimiz önlemler arasında yaz aylarında bilinçli sulama yöntemleri kullanmak geliyor” dedi.

“Bizler de Kuraklıktan Nasibimizi Aldık, Gidişat Endişe Verici”

“Kuraklık ve iklim değişikliği sadece ceviz yetiştiriciliği için değil, tüm tarım sektörü için en büyük tehdit. Bunun etkilerini de son bir-iki yıldır çok ciddi bir şekilde hissediyoruz” diye konuşan Ergüder, şunları söyledi: “Havza bazlı su potansiyeli belirlenerek buna uygun bitki ve meyvelerin tarımının yapılmasının teşvik edilmesinde fayda var. Uygun olmayan bölgelerde yetiştirilen yanlış ürün, su tüketimini de artıracağından kuraklıkla mücadelemizde tehdit oluşturabilir. Özellikle ceviz fazlasıyla su ihtiyacı olan bir ürün olmasından dolayı yağışın az olduğu yaz aylarında su kullanımı kritik önem taşıyor. Bilhassa kış mevsimlerinde ve ilkbahar aylarındaki yağmurlar hem bahçelerimiz hem de topraklarımız için yüksek değer taşıyor.”

“Ne yazık ki bizler de kuraklıktan nasibimizi almış durumdayız” diyen Ergüder, dernek olarak birçok önlem aldıklarını; bireysel tüm tedbirlere ve çabalara karşın gidişatın endişe verici olduğunu vurguladı.

Damlama sulama, gölet ve bunlara ek olarak yaz aylarında bilinçli su tüketilmesinin çok önemli olduğunun altını çizen Ergüder, “Susuzluğun ve de kuraklığın artması, özellikle yeni ceviz bahçesi kurmak isteyen yatırımcılar açısından olumsuz bir etki yaratacaktır. Yeni yatırım yapmak isteyenlerin bölge seçimlerine dikkat etmelerini, kuraklık tehdidini göz önüne almalarını ve yapacakları yatırımları iyi değerlendirmelerini öneririm. Halihazırda kurulmuş bahçe sahiplerinin de tüm bu kritik noktaları göz ardı etmeden adım atmaları gerekiyor” dedi.

“Ülkemizin Önemli Bir Kısmı Olağanüstü Bir Kuraklığa Maruz Kaldı”

Ceviz Üreticileri Derneği üyelerinden Yusuf Yormazoğlu, “Türkiye 2022 sonbaharından itibaren ciddi bir kurak dönem yaşıyor. Geçen altı aylık dönemde, ülkemizin önemli bir kısmı olağanüstü bir kuraklığa maruz kaldı. Ayrıca, bu dönemde yeterince kar yağmaması ve alçak bölgelere yeterli miktarda yağmur yağışı olmaması, yaz mevsiminde suyumuzun yetersiz olacağı anlamına da geliyor. Maalesef bu tarihten sonra yağacak yağmurların açığı telafi etmesi de pek mümkün değil. 2023’ün, yetersiz suya bağlı olarak, tarımsal açıdan verimlerin düştüğü ve buna bağlı olarak da maliyetlerin arttığı, birçok üründe ise tedarik miktarında düşüşlerin yaşanacağı bir yıl olacağını tahmin ediyorum” dedi.

“Kuraklığın Şiddetine Bağlı Olarak Farklı Durumlarla Karşı Karşıya Kalabiliriz”

2023 yılı öncesinde de dönemsel kuraklıklar yaşamalarına rağmen ilk kez bu kadar kurak bir kış geçirdiklerini belirten Avrupa Tarım Operasyon Yöneticisi Haşimcan Yazıcıoğlu şunları söyledi:

“Kuraklığın şiddetine bağlı olarak farklı durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Kısa süreli kuraklıklar, daha çok kuraklığın yaşandığı yıla ait mahsulün kalitesinde ciddi bozulmalara yol açabilir. Daha uzun süren kuraklıklar ise ağaçların stres faktörü sebebiyle hastalık ve zararlı maddelere karşı daha dayanıksız hale gelmesine neden olabilir. Bu da gelecek yıllardaki gelişimi ve üretim rekoltesini negatif yönde etkileyebilir. Böylece en çok ceviz tüketen ülkelerden biri olan Türkiye’nin kendi kendine yetememesiyle birlikte ithalatın önünü açılabilir ve tüketiciyle çok daha yüksek fiyatlarla buluşabilir.”

“Çiftçilerimiz Birer Birer Yatırımlarından Kopabilir”

Bahçeleri Konya’da yer alan Mesut Mutlu ise “Bölgemiz coğrafya olarak uzun bir süredir kuraklık riski altında. 20-30 yıl önce 15-50 metreden çıkan sondaj suları, günümüzde neredeyse 150-250 metrelere kadar indi. Yüzey sularının bitmesi ya da çok azalması iklim kriziyle birlikte ceviz üretimine olumsuz olarak yansıyacaktır. Bahçelerimizin bulunduğu bölgede su sıkıntısı maalesef acı bir gerçek. Yağmur ve kar sularının dönemsel olarak faydası olsa da yıl bazında çok yetersiz” dedi. Mutlu sözlerini şöyle noktaladı: “Susuzluğun artması ülke çapında üretimin azalmasına, kalitenin düşmesine ürünün piyasa değerinin altında kalmasına neden olacaktır. Enflasyona bağlı olarak girdi maliyetlerinin oluşturduğu zorluklar da kâr edemeyen çiftçilerimizin birer birer yatırımlarından kopmalarına sebep olabilir.”

EkoIQ Editör