Yeni bir çalışmanın sonuçlarına göre, tüketicilerin %88’i marka mesajlarının kendi ihtiyaçları ve değerleriyle örtüşmediğine inanıyor. Tüketicilerin %36’sı ise satın alma kararı verirken artık marka özelinde tercih yapmadığını belirtiyor. Yanı sıra ankete katılanların yarısından fazlası artan yaşam maliyetlerinden endişe duyduğunu dile getirirken tüketicilerin %81 gibi büyük bir çoğunluğu da satın alma kararını verirken ilk sırada fiyat duyarlılığının geldiğini aktarıyor.
EY’nin yayımladığı Geleceğin Tüketicisi Endeksi araştırmasının 15. versiyonu kapsamında, küresel ölçekte 26 ülkede 20.000’den fazla tüketiciyle anket çalışması yapıldı. Elde edilen veriler, tüketicilerin marka seçimlerini gözden geçirdiğini ve markaların rolünü fiyat, değer ve ürüne göre yeniden değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Bu noktada markaların ise “marka değerini” tüketicilere kanıtlamada zorluk yaşadığı görülüyor. Ankete göre; katılımcıların %88’i, markaların mesajlarının tüketici ihtiyaçları ve değerleriyle örtüşmediğine inanırken %36’sı da artık satın alma kararı verirken markalara göre tercih yapmadığını belirtiyor.
Tüketici Yaşam Maliyetlerinin Artışından Endişeli
Aynı zamanda anket verileri, enflasyonun devam ettiği, ticari belirsizliklerin ve makroekonomik ortamın değişken olduğu bu dönemde, tüketicilerin %55’inin yaşam maliyetlerinin artışından endişeli olduğunu ortaya koyuyor. Katılımcıların %81’inin, satın alma değerlendirmesinin başında fiyat duyarlılığı geliyor. Bu sonuç, tüketicilerin değer, güven ve ihtiyaç odaklı beklentilerinin arttığını gösteriyor. Ekonomik belirsizlikler nedeniyle tüketiciler, artık daha düşük fiyatlarla alışveriş yapmayı tercih ediyor. Diğer yandan katılımcıların %77’sinin fiyat artışları karşısında satın alma davranışlarını aktif olarak değiştirdiği görülüyor.
Marka Sadakatindense İndirimler Öncelikli
Endeks, özel etiketli ürünlerin (private label) her geçen gün daha fazla benimsendiğini, özel etiketli ürünlere karşı tüketici algısının yeniden şekillendiğini ve bu ürünlerin artık daha fazla tercih edilen bir alternatif haline getirdiğini ortaya koyuyor.
Katılımcıların %67’si özel etiketli ürünlerin diğer markalı ürünler kadar ihtiyaçlarını iyi karşıladığını, %36’sı satın alma kararı verirken artık markaları dikkate almadığını söylüyor. Markalar daha fazla değer yaratmak için inovasyona ve marka iyileştirmesine yönelse dahi, katılımcıların %88’i marka mesajlarının kendi ihtiyaç ve değerleriyle örtüşmediğini, %54’ü de markalı ürünleri yalnızca indirimdeyken satın aldığını belirtiyor. Bu durum da tüketicilerin marka sadakatinden ziyade indirimlere öncelik verdiğini gösteriyor. Ayrıca anket verileri, özel etiketli ürünlerin benimsenmesinde etkili olan faktörlerin hem kuşaklara hem de ülkelere göre değişkenlik gösterdiğini ortaya koyuyor.
Endekse göre; katılımcıların %65’inin markalara hâlâ değer verdiğini belirtmesi, markaların geleceğe yönelik iyimser olması için nedenleri bulunduğunu ortaya koyuyor. Özellikle, katılımcıların %48’i, premium markaların üstün kalite, performans veya lezzet sunması halinde bu ürünleri yeniden almaya istekliyken %36’sı daha iyi bir değer sunulduğu noktada markaya geri döneceğini, %33’ü de ürün performansını artıran geliştirmeleri beklediğini belirtiyor. En yenilikçi ürün kategorilerinden kabul edilen güzellik (%43), kişisel bakım (%39) ve ev bakımı (%39) alanlarında gerçekleştirilen Ar-Ge yatırımlarının meyvelerinin toplandığı dikkat çekiyor.
Öte yandan endeks sonuçları, yapay zekanın (AI) önemli bir alışveriş aracı olarak kabul edilmesi için hâlâ yol katedilmesi gerektiğini ortaya koyuyor; katılımcıların %58’inin satın alma kararı verirken AI kullanmamış olması bu durumu destekliyor. AI önerilerinin %50’sinin premium markalar olması ise tüketici ürünleri şirketleri için görünürlüğün de önemli olduğunu gösteriyor.