#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
çevresel

Türkiye’de Çevresel Verilerini Raporlayan Şirket Sayısı Arttı

Çevre raporlama platformu CDP’nin “Türkiye 2024 İklim Değişikliği ve Doğa Raporu” sonuçlarına göre; CDP aracılığıyla dünya genelinde yaklaşık 25 bin şirket çevresel verilerini raporladı; Türkiye’den de 138 şirket raporlama yaptı. Bir önceki yıla kıyasla Türkiye’den raporlama yapan şirket sayısı iklim değişikliği tema alanında %21, su güvenliğinde %65 ve ormansızlaşmada ise %220 oranında arttı.

Türkiye çalışmalarını Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun üstlendiği, çevre raporlama platformu CDP’nin 2024 yılı Türkiye Sonuçları, 16 Mayıs’ta CDP Türkiye 15. İklim Değişikliği ve Doğa Konferansı: 2024 Sonuçları ve Ödül Töreni’nde açıklandı. Garanti BBVA’nın ana sponsorluğunda Türkiye faaliyetlerini gerçekleştiren CDP Türkiye’nin 2024 yılına ait analizlerini ve bulgularını içeren CDP Türkiye 2024 İklim Değişikliği ve Doğa Raporu ve CDP’nin Global Derecelendirme Metodolojisi’ne göre belirlenen CDP Global Liderleri, etkinlik sırasında kamuoyuna duyuruldu.

Christina Gill White k

Dünya Genelinde 25 bin Şirket Çevresel Verilerini Açıkladı

2024’te CDP, İklim Değişikliği, Ormansızlaşma ve Su Güvenliği soru setlerini tek ve entegre bir Kurumsal Soru Seti altında birleştirerek raporlama yapısını dönüştürdü. Plastikler ve biyoçeşitlilik ilk kez bağımsız tema alanları olarak ele alınırken küçük ölçekli işletmelere yönelik yeni bir özel KOBİ Soru Seti de raporlama sürecine dahil edildi. CDP aracılığı ile dünya genelinde yaklaşık 25.000 şirket çevresel verilerini açıklarken, Türkiye’den 138 şirket raporlama yaptı. Bir önceki yıla kıyasla, Türkiye’de raporlama yapan şirket sayısı iklim değişikliği tema alanında %21, su güvenliği alanında %65 ve ormansızlaşma alanında ise %220 arttı.

Türkiye’de Raporlama İklim Değişikliği Konularında Yoğun

Rapora göre; Türkiye’den CDP’ye raporlama yapan şirketlerin büyük çoğunluğu, çevresel risk ve fırsatları, üst düzey yönetişim ve stratejik karar alma süreçlerine entegre ediyor. Ancak bu ilerleme diğer raporlama temalarıyla orantısız bir şekilde, büyük ölçüde iklim değişikliği konularında yoğunlaşmış durumda. Su güvenliği alanında orta düzeyde kurumsal olgunluk gözlemlenirken, ormansızlaşma, plastikler ve biyoçeşitlilik gibi diğer çevresel temalarda bu düzey oldukça düşük kalıyor. Şirketlerin raporlamada dengeyi sağlayabilmeleri için doğa temelli konuları yönetişim, strateji ve performans ölçüm sistemlerine daha güçlü biçimde entegre etmeleri gerekiyor.

Doğa Temelli Konular Yeterince Yer Bulamıyor

Rapora göre; şirketlerin %98’i iklim değişikliği konusunda yönetim kurulu düzeyinde sorumluluk alırken, %93’ü yönetim kurullarının iklim yetkinliğine sahip olduğunu belirtti. Ayrıca şirketlerin %78’i üst düzey yöneticilerin ücretlendirmesini iklim hedeflerinin başarısına bağladıklarını raporladı. Buna karşın doğa temelli konular, kurumsal yönetişim yapıları ve teşvik sistemlerinde yeterince yer bulamıyor.

Su Stresi Kaynaklı Sistemik Riskler Oldukça Yaygın

2024 yılında Türkiye’deki şirketler arasında su risklerine yönelik farkındalık ve yönetim kapasitesi belirgin şekilde arttı. CDP’ye su güvenliği teması kapsamında raporlama yapan şirket sayısı bir yıl içinde %65 artış gösterdi. Raporlamalara bakıldığında su stresi kaynaklı sistemik risklerin oldukça yaygın olduğu görüldü. Şirketlerin %66’sı suyu stres altında olan havzalardan çektiğini belirtirken, tesislerin %72’si doğrudan bu yüksek riskli bölgelerde yer alıyor.

Şirketlerin Yalnızca %30’u Ormansızlaşmayı Önleme Hedefine Sahip

2024 yılı itibarıyla Türkiye’den raporlama yapan şirketlerin plastik kullanımını tedarik zinciri genelinde haritalamaya başladığı ve bu alanda hedefler belirlediği görülüyor. Ancak geridönüşüm, yeniden kullanım ve döngüsel ürün tasarımı gibi uygulamalar oldukça sınırlı düzeyde. Şirketlerin %40’ının, plastik ham madde kullanımını azaltmaya ve geri dönüştürülebilirliği artırmaya yönelik hedefleri var. %47’si ise plastik kullanımını operasyonları ve tedarik zinciri genelinde haritalamış durumda. Rapora göre şirketlerin yalnızca %30’u ormansızlaşmayı önleme hedefine sahip. %70’i tedarik zincirinde izlenebilirlik sistemi kurarken, sadece %10’u temin ettikleri ürünlerin gerçekten bu kriterlere uygun olup olmadığını aktif olarak izlediğini raporladı.

Raporlama Yapan Şirketlerin Tamamı Sistematik Süreçler Uyguluyor

Türkiye’den raporlama yapan şirketlerin %92’si, değer zincirlerini tamamen haritalandırmış ya da bu süreci başlatmış durumda. Şirketlerin neredeyse tamamı (%98) çevresel bağımlılıkları, etkileri, riskleri ve fırsatları belirlemek ve yönetmek için sistematik süreçler uyguladıklarını bildiriyor. Şirketlerin %80’i iklim değişikliği için, %55’i ise su güvenliği için senaryo analizlerini kullanıyor. Bu oran ormansızlaşma için yalnızca %2 seviyesinde. Şirketlerin %59’u önümüzdeki üç yıl içinde karbon fiyatlandırma sistemleri kapsamına girmeyi bekliyor. %44’ü ise iklim geçiş stratejilerine paralel olarak yatırım, harcama ve gelir planlamalarını şimdiden dönüştürmüş durumda.

Sürdürülebilirlik Raporlaması Ekosisteminde Kurumların Değişen Rolü

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Ata Can Bertay’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen Dönüşen Raporlama Ekosisteminde Birlikte Çalışabilirliği (Interoperability) Güçlendirmek başlıklı panele; EBRD İklim Adaptasyonu ve Doğa Finansmanı Müdürü Rachael Barza, GRI Stratejik İletişim Başkanı Cristina Gil White ve CDP Avrupa Etkileşim Yöneticisi Benan Ürgün katıldı. Panelde son yıllarda hızla dönüşen sürdürülebilirlik raporlaması ekosisteminde kurumların değişen rolü ve bu yeni düzende nasıl daha etkin bir şekilde birlikte çalışılabileceği konusu tartışıldı.

CDP, bu yıl dünya genelinde 22.700’ün üzerinde şirketi derecelendirdi; bu şirketlerin yalnızca %2’si en yüksek not olan “A” derecelendirme notunu almaya hak kazandı. Türkiye’den 28 şirket, CDP’nin Küresel A Listesi’ne girerek gruba dahil oldu.