#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Tropikler

Dünyanın İklimini Dengeleyen Tropikler Komada!

Her yıl 29 Haziran tarihi Uluslararası Tropikler Günü olarak kabul ediliyor. Tropiklerin 2050 itibarıyla dünya nüfusunun üçte ikisine ev sahipliği yapması beklenirken, bu bölgelerdeki biyoçeşitlilik hızla azalıyor ve buralarda yaşayan insanlar su stresinden, yoksulluğa ve bulaşıcı hastalıklara kadar sayısız sorunla mücadele ediyor.

Tropikal bölgelerin karşılaştığı benzersiz zorluklara dair farkındalığı artırmak amacıyla, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 2016 yılında 29 Haziran’ı “Uluslararası Tropikler Günü” ilan etti. Bu gün, tropik bölgelerin biyoçeşitliliğine vurgu yaparak, bölgenin potansiyelini gözler önüne sermeyi ve aynı zamanda tropiklerdeki sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmeyi, yoksulluk, ormansızlaşma, yetersiz sağlık hizmetleri ve iklim tehditleri gibi sorunlar üzerine farkındalık yaratmayı hedefliyor.

Tropikal ülkeler önemli ilerlemeler kaydetmiş olsa da Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak için çeşitli kalkınma göstergeleri ve verilere dayalı odaklanmış dikkat gerektiren pek çok zorlukla karşı karşıya. Bu bölgeler sıcak ve nemli bir iklim içinde gür ormanlara, zengin bir yabani hayata ve önemli ekosistemlere ev sahipliği yapıyor.

Güney Amerika, Afrika, Asya, Avustralya’nın bazı kısımları ve birçok ada ülkesinin yanı sıra Hindistan, Brezilya, Endonezya ve Nijerya gibi ülkeleri de kapsayan bu bölgeler, yağmur ormanları sayesinde karbondioksidi emerek ve oksijen üreterek dünyanın iklimini dengelemekte kritik bir rol oynuyor.

Su Bol Ama Nüfusun Yarısı Su Stresi Altında

Tropikler, dünya mangrov ormanlarının alan bazında yaklaşık %95’ine ve mangrov türlerinin %99’una ev sahipliği yapıyor olsa da toplamda biyoçeşitlilik kaybını diğer bölgelere kıyasla çok daha fazla yaşıyor.

2050 yılına dek bölgenin dünya nüfusunun çoğuna ve çocukların üçte ikisine ev sahipliği yapması beklenirken, tropiklerde diğer bölgelere oranla daha fazla kişi yetersiz beslenme koşulları altında yer alıyor. Ancak bu bölgeler örneğin dünya yenilenebilir su kaynaklarının yarıdan fazlasına sahip olmasına karşın nüfusun neredeyse yarısı su stresi riski altında yaşıyor. Yanı sıra tropiklerde, halihazırda gecekondu koşullarında yaşayan kentsel nüfus oranı dünyanın genel ortalamasından çok daha yüksek.

Tarımsal Yöntemler Değiştirilmeli

Tüm eşsiz kaynaklarına rağmen tropiklerde sürdürülebilir bir kalkınma için çok çalışılması gerekiyor. Bunların başında da bölge halkının sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşadığı büyük yetersizlik geliyor. Sıtma, nehir körlüğü, parazit solucanlar, cüzzam, lsarı humma ve kolera gibi ölümcül hastalıklar en çok tropiklerde görülüyor.

Tropik ülkelerde toprak üst tabakasında yaşanan erozyon da büyük bir sorun olarak ortada duruyor. Ayrıca tarımsal sulama projelerini etkileyen yüksek buharlaşma oranları genellikle toprakta tuzlanmaya yol açıyor. Tarımsal ve hayvancılık kalkınmasına yönelik tehditlere karşılık olarak otlatma yönetimi planları geliştirmek, gübreleme ve bitki ıslahı üzerine deneyler yapmak, tarım ve hayvancılığı birleştiren nöbetleşe kullanım gibi sistemlerin çok daha yaygın kullanılması gerekiyor.