#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Orkinoslar

Orkinoslar Sürdürülemez Şekilde Avlanıyor

Her yıl 2 Mayıs tarihinde “Dünya Orkinos Günü” ile hatırlanan orkinoslar, biyoçeşitlilik ve gıda güvenliği açısından büyük öneme sahip. Eldeki son verilere göre ise yedi ana orkinos türünden %33,3’ünün stokları, biyolojik olarak sürdürülemez seviyelerde avlanıyor. Her yıl 7 milyon metrik tondan fazla orkinos ve benzer türlerin avlandığı kayıtlara geçmiş durumda.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 2016 yılında, dünya genelinde birçok ülkenin gıda güvenliğinde ve beslenmesinde, ekonomik kalkınmasında ve istihdamında ağırlıklı olarak orkinos kaynaklarına bağımlı olduğuna dikkat çekti. Bununla birlikte 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi çerçevesinde 2 Mayıs tarihi “Dünya Orkinos Günü” olarak kabul edildi.

Gün kapsamında, aralarında ton balığının da yer aldığı 50’ye yakın akraba türü bulunan orkinosların aşırı avlanma, iklim değişikliği nedeniyle okyanus sularının ısınması ve okyanus kirliliği nedeniyle azalmasına dikkat çekiliyor.

Orkinoslar Aşırı Avlanma Tehdidi Altında

Eldeki son verilere göre, yedi ana orkinos türünden %33,3’ünün stokları, biyolojik olarak sürdürülemez seviyelerde avlanıyor. Her yıl 7 milyon metrik tondan fazla orkinos ve benzer türlerin avlandığı kayıtlara geçmiş durumda. Tüm deniz ürünleri avcılığı değerinin %20’sini ve küresel olarak ticareti yapılan deniz ürünlerinin %8’inden fazlasını bu balıklar oluşturuyor.

Orkinos; sürdürülebilir kalkınma, gıda güvenliği, ekonomik fırsatlar ve dünya genelindeki insanların geçim kaynakları açısından kritik bir role sahip.  Yanı sıra orkinoslarla ilgili koruma çalışmaları, “Sudaki Yaşam: Okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir şekilde kullanmak” başlıklı Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın (SKA) da önemli bir parçası konumunda.

Ancak BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), orkinosa olan pazar talebinin hâlâ yüksek olduğunu ve orkinos avcılığı filolarındaki ciddi kapasite fazlasının sürdüğünü belirtiyor. Bu gerçeklikten yola çıkılarak uygulamaya konan FAO’nun Ortak Okyanuslar Orkinos Projesi, 2027 yılına kadar tüm büyük orkinos stoklarının sürdürülebilir seviyelerde avlanmasını sağlamayı ve biyoçeşitliliği korumayı hedefliyor.

Genel anlamda okyanuslar bir yandan gıda, ilaç, biyoyakıt ve diğer ürünler gibi temel doğal kaynakları sağlıyor. Atıkların ve kirliliğin parçalanmasına ve ortadan kaldırılmasına yardımcı olan okyanuslar ve kıyı ekosistemleri ise fırtınalardan kaynaklanan zararı azaltan tampon bölgeler olarak işlev görüyor. Gezegenin en büyük karbon yutağı olarak da görev yapan tüm bu sular, bir yandan da aşırı ısınma, oksijen kaybı ve asitlenmeden oluşan üçlü bir tehdit altında.

Orkinosların Göç Yolları Kuzeye Yönelmeye Başladı

Okyanuslar hakkında İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nün yaptığı yeni bir araştırmaya göre de, dünya okyanus yüzeyinin yaklaşık beşte biri, insan faaliyetlerinin körüklediği bu üç tehdidin aynı anda etkili olmasına karşı özellikle savunmasız. Etkilenen okyanusların ilk 300 metresinde, bu birleşik olaylar artık 1960’ların başına göre üç kat daha uzun sürüyor ve altı kat daha şiddetli hale gelmiş durumda.

Dolayısıyla bu durumdan orkinoslar da etkileniyor. Okyanus sıcaklıkları arttıkça, mavi yüzgeçli orkinoslar daha soğuk sulara göç etmeye başladı. ABD Ulusal Deniz Balıkçılığı Servisi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, Atlantik mavi yüzgeçli orkinosları her yıl 4-10 km daha kuzeye, Massachusetts kıyılarına doğru hareket ediyor. İrlandalı bilim insanları ise 2019’da altı dev Atlantik mavi yüzgeçli orkinosun, geleneksel göç yollarından ayrılarak İzlanda’ya doğru yöneldiğini ve bunun bir deniz sıcak dalgasına yanıt olarak gerçekleştiğini tespit etti.